ÇİZGİLİ DEFTER
YA SPOR YA ÜNİVERSİTE SINAVI
Hep şikâyet ederiz. Neden Türkiye’de
spor gelişmiyor? Neden bizim takımlarımız uluslar arası yarışmalarda iyi
dereceler alıp yüzümüzü güldürmüyor? Çoğu zaman alt yapı problemleri sebep
olarak gösterilir. Doğrudur, yeterli alt yapı olmazsa başarı beklemek
hayalcilikten öte gidemez.
Ancak ben başka bir konuya dikkat
çekmek istiyorum: Üniversite sınavı.
Genç sporcular; öncelikle okulların
alt yapılarında küçük, yıldız, genç takımlarında ve buna paralel olarak yetenekli
ve başarılı olanlar ise kulüp takımlarında da yer alırlar.
Ailelerde; çocuklarının bir takımda
yer almasından gurur duyar ve başarılarıyla daha da mutlu olurlar. Ne yazık ki
genç sporcu 10. veya 11. sınıfa gelince, ailelerin çocuklarını dershaneye
yazdırma telaşı başlar. Daha sonra,
çocuklarının derslerini olumsuz yönde etkileyeceklerini düşündükleri
için antrenmanlara göndermeme eğilimi meydana gelmektedir. Oysa bilimsel
araştırmalar spor yapan insanların zihinsel aktivitelerinin, yapmayanlara oranla
daha yüksek olduğunu göstermektedir. Spor sayesinde beyne ve organlara daha
fazla oksijen giderek daha iyi çalışmasını sağlamaktadır. En önemlisi ise
mutluluk hormonu da denilen endorfin
gibi hormonların salgılanmasıyla gencin stresinin azaltılması ve mutlu
olmasıdır.
Aile ve üniversite sınavı baskısı
ile en verimli çağında spordan 2–3 sene ayrı kalan veya bırakmak zorunda kalan
gençler, ülkemiz kulüp takımları ve ulusal takımlarımız için büyük birer kayıp
olmaktadırlar.
Sporda ki başarısının yanı sıra
derslerinde de başarılı sporcuların olması ana hedef olmalıdır. Sporun da esas
amacı budur.
Bu amaçtan yola çıkarak, her uluslar
arası turnuvada madalyaları toplayan ABD’de ki durumu The College at
Brockport’ta görev yapan Dr. Ferman KONUKMAN’dan öğrendim.
Üniversiteler bizdeki üniversite
sınavına benzeyen “SAT” sınavı ile öğrenci alıyorlar. Bizdeki gibi milli sporcu
kontenjanları yok. Ancak, elit sporcu isen “division 1 veya 2“ bursu alarak okul ücreti
ödemeden öğrenim görebiliyorsunuz. İyi sporcuları üniversiteler kapmaya
çalışıyor. Ama esas başarının sırrı, okul sporlarında yatıyor. Profesyonel takımlar
birçok oyuncusunu kolej liglerinden sağlıyor. ABD’de aileler, çocuklarının
başarılı bir sporcu olmasını ve bu sayede burs kazanmasını destekliyorlar.
Pamukkale Üniversitesi öğretim üyelerinden
Halit EGESOY’a göre, ülkemizde durum biraz farklı. Birkaç özel üniversite
dışında spor bursu veren üniversite yok. Devlet üniversiteleri ise spor bursu
vermiyor. Bu boşluğu bir nebze olsun doldurmak için Kredi ve Yurtlar Kurumu
lisanslı sporculara belgelemek kaydıyla 800 TL’ye kadar spor bursu vermektedir.
ABD’den farklı olarak, ülkemizde üniversitelerin milli sporcu kontenjanları
bulunmaktadır. Ancak, bu alınacak toplam öğrenci sayısı içinde %15’lik bir paya
sahiptir. Milli sporcuların sıralamaları YÖK tarafından yapılmaktadır.
Peki, yapılması gerekenler nelerdir?
Öncelikle üniversite liginin canlandırılarak daha profesyonel bir yapıya
kavuşturulması gerekmektedir. Üniversitelerin sadece bilimde değil, spor,
kültür ve sanat alanlarında da birbirleriyle rekabet etmeleri gerekmektedir.
Rekabet hem başarıyı arttırır, hem de ilerleme getirir.
Ayrıca sadece özel üniversitelerin değil,
devlet üniversitelerinin de cazip burs olanakları ile elit sporcuları kendi
bünyelerine katmaları gerekmektedir.
Okul sporları federasyonunun
güçlendirilerek, göstermelik okul turnuvaları yerine, tanıtımı iyi yapılmış
büyük organizasyonlar yapılması sağlanmalı. Maçları hafta sonuna alarak daha
çok kişinin izlemesi için yerel televizyon kanalları faaliyete geçirilmelidir.
Zira yerel kanalların program sorunu da böylece bir nebze olsun çözülmüş
olacaktır.
Sürekli olarak olimpiyatlara aday
olan ülkemizde, devlet ve yerel yönetimler alt yapı ve tesisleşme konusunda,
federasyonlarla işbirliği içinde olarak üstlerine düşen görevleri gecikmeden
yerine getirmelidirler.
YÖK’ün belirlediği “üniversite milli
sporcu kontenjanının” arttırılması da üniversite liginin kalitesini
yükseltecektir.
Ailelerde şunu bilmelidirler: Spor, gencin
çok zamanını almaktadır. Ama iyi sporcular; disiplinli olurlar ve ne zaman ders
çalışacağını, ne zaman antrenman yapacağını, çok iyi bilirler. Spor, üniversite
sınavını kazanmak için bir engel değil, bir kaldıraçtır. Üniversitelerin burs
imkânlarının gelişmesiyle, on binlerce doları bulan üniversite harçlarını
ödemek zorunda kalmayacak olan aileler de rahat bir nefes alacaktır.
Türk sporunun gelişmesi ve Türk sporcularının
madalya ve kupalar alarak yurda dönmelerini normal karşılayacağımız yarınlar
dileğiyle. 08.03.2012. Cenk TUNÇ. Ankara. cengo13@hotmail.com