22 Mart 2014 Cumartesi

TOP SAHASI


ÇİZGİLİ DEFTER
TOP SAHASI

Hazır yerel seçimler yaklaşırken bir konuya dikkat çekmek isterim.
Hepimizin küçükken alışveriş yaptığı bir bakkalı, kasabı, manavı veya okul önlerinde turşu suyu içtiği bir turşucusu vardır.
Bunların yanı sıra bizim çocukluğumuzda “top sahaları” vardı.
Küçüklüğümüzde top sahaları; bütün enerjimizi harcadığımız, yakalamaca(ebeleme), çelik çomak ve en önemlisi de diğer mahalle çocukları ile bir araya gelerek futbol maçı yaptığımız yerlerdi.
Bu yerler genelde apartman veya evlerin arasında kalmış, boş arsa veya arazilerdi. Bizler veya büyük ağabeyler bir araya gelerek inşaat tahtalarından kaleler yapılırdı. İlerleyen zamanlarda bu sahaların yanlarına “beyaz gölge” dizisinin etkisiyle panya (potanın arkasında ki dörtgen bölge) kısmı tahtadan, çemberi inşaat demirinden yapılmış potalar da yapıldı.
Böylece basketbolla da tanışmış olduk.
Eve gelip çantamızı fırlatır fırlatmaz soluğu aldığımız, arkadaşlarımızla güzel vakit geçirdiğimiz yerlerdi top sahaları. Zemini genelde topraktı. İlkbaharda kenar kısımları biraz otlanırdı. Ama üzerinde çok top oynadığımız için genelde ot bitmezdi.
Mahallelerin amatör futbol takımları da çoğu zaman bu yerlerde antrenmanlarını yaparlardı. Günümüz futbolunun birçok önemli ismi bu toprak sahalarda futbola başlamıştır. Yani aslında bu alanlar gençlerin ve çocukların nefes aldığı, sosyalleştiği ve spor yaparak kendilerini geliştirdikleri yerlerdi.
Bir gün buldozerler geldi; önce şaşkınlıkla baktık ne yaptıklarına, sonra yerin altından ters ağaç kökü gibi fışkıran kolonları görünce, şaşkınlığımız üzüntüye dönüştü. Birbirimize dönüp “burası bizimdi” dedik.
Nasıl yaparlar?
Nasıl olur? diyerek pasif tepkilerimizi ortaya koymuştuk.
Elimizdeki son oyun alanımızı, top sahamızı almışlardı. Elimizden bir şey gelmiyordu. Elinden bir şey gelenlerde şehrin içinde kalan son rantları yeme telaşındaydılar bence.
Top sahalarımız elimizden gidince daha tehlikeli bir iş yaparak caddede top oynamaya başladık.
İki tane taş koyunca kale oluyordu. Düşmemek için çok dikkat etmemiz gerekiyordu. Ayrıca arabalar gelirken oyun duruyor kimse yerinden kıpırdamıyordu.
Adeta bir tür saygı duruşu gibi.
İlerleyen zamanlarda araç trafiğinin artmasıyla cadde de top oynayamaz olduk. Ara sokaklarda hiç oynayamıyorduk. Arabası kıymetli komşular hemen balkona çıkıp “çekilin bakayım arabanın yanından, gidin başka yerde oynayın ” diyerek bizi uzaklaştırıyorlardı. Sanki başka yer varmış gibi.
            Yıllar geçti o günlerin üzerinden; şimdi artık top sahaları hiçbir yerde yok.
Şimdi park ve spor alanları var. İşler biraz daha planlı gittiğinden yeni yapılan yerlerde ya site içlerinde ya da konut alanlarının arasında bu tür alanlar oluşturuluyor.
            Nedense belediyeler bizim “top sahası” dediğimiz alanları çoğaltmak yerine, betonlaştırmaya çalışıyorlar. Ya da o kadar kötü tasarlanmış parklar yapılıyor ki, çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin sağlıklı spor yapması imkânsız hale geliyor.
            Yaklaşan yerel seçimlerle birlikte mutlaka oyumuzu kullanacağız. Sadece kaldırım yapmakla, çöpleri toplamakla belediyecilik olmuyor. Ve sevgili okurlar sizden bir ricam var. Lütfen yerel yönetime talip olanlara şunu soralım: Spor sahalarında insanların basabilecekleri veya üzerinde top oynayabilecekleri çim alanlar yapacak mısınız?
Bu yeşil alanlarda hayvanların da rahatlıkla dolaşabileceği tel örgülü bölgeler oluşturacak mısınız? Yeni spor alanları yapacak mısınız? Var olanları düzeltecek misiniz?25 Şubat 2014 Cenk TUNÇ. Ankara. cengo13@hotmail.com