12 Şubat 2018 Pazartesi

Aktaşa Gölü - Bünüş Yaylası Doğa Yürüyüşü (11.02.2018)

Aktaşa Gölü - Bünüş Yaylası Doğa Yürüyüşü

(11.02.2018)

Aktaşa Gölü

     Daha önce bir çok doğa yürüyüşünde beraber yürüdüğümüz ve bize rehberlik yapan Serdar Yurtoğlu kardeşim "-Cenk abi bu haftasonu doğa yürüyüşü yapalım" davetiyle başladı her şey.
    Serdar'ın kendi arabasıyla D750 karayolu üzerinden Bolu istikametine yaptığımız yolculuk yaklaşık olarak 1 saat 40 dakika civarında sürdü. Kızılcaören'e gelmeden Aydınlar Petrol'de kemik suyu çorbası içerek kahvaltımızı yaptık. Belki 10 kereden fazla içtiğimiz çorbayı aşçının bize övmeye çalışması da gülümsememize sebep oldu. Bu esnada başka yürüyüş grupları da kahvaltı için buraya geldi, tanıdıklarla selamlaştıktan sonra yolumuza devam ettik.
      Aktaşa Gölü'nün yakınlarında uygun bir yere aracımızı park ederek 10:30 civarında orman yolundan yürüyüşümüze başladık. Aktaşa Gölü'nün buzla kaplı yüzeyi görülmeye değerdi. Başlar başlamaz yolumuzun üzerinde gördüğümüz kurt ve ayı izleri bizi biraz heyecanlandırdı. Havaların sıcak gitmesi sebebiyle ayıların kış uykusuna yatmadığını anladık.



 Ayı ayak izi
Kurt ayak izi

Aktaşa Gölüne su taşıyan derenin yanından devasa çam ağaçlarının eşliğinde yukarı doğru hareket ettik.


Bir süre sonra derenin karşı tarafına geçmemiz gerekiyordu ama bir türlü bir yol bulamıyorduk. Biraz daha yukarı çıktığımızda karşıya geçebileceğimiz bir köprü bulduk.


 Bu köprüden geçerek Bünüş Yaylası'na ulaşmak için yolumuza devam ettik. Bu arada doğa bütün güzelliklerini sergiliyordu.



Şubat ayı olmasına rağmen dağda çok az kar olması bu yıl su sıkıntısı çekebileceğimizi gösteriyordu.

Bünüş Yayla'sına varınca mola vermeye karar verdik. Yaylayı yukarıdan gören ağaçlık bir alana yerleştik.

Bünüş yaylası

Mola verdiğimiz yerin yanında 2m x 2m çapında açılmış bir çukur dikkatimizi çekti. Muhtemelen defineciler tarafından açılmış bir yerdi ama bazen çobanlarda yağmur sularını toplamak için böyle delikler açıyorlar.

Serdar'ın tavayı evde unutmasından ötürü sucuklarımızı çaydanlıkta yapmak zorunda kaldık ama yinede tadı muhteşemdi.

Ardından barbunya konservesini ısıtarak  yedik üzerine de bir çay demledik, doğada demlenen çayın tadını hiç bir yerde bulamazsınız. Keyifle içilen çay ve sohbetin  ardından eşyalarımızı toplayarak yolumuza devam ettik.

Biraz ilerledikten sonra Bünüş Yaylası'nda küçük bir gölete vardık. Fotoğraf çektikten sonra kimsesiz kalmış yayla evleri karşıladı bizi.


Bünüş yaylası evleri

Yayla evlerini geçtikten sonra dönüş yoluna girdik. Dönüş yolunda kar üzerinde geyik ve ayı izlerini gördük.
Geyik ayak izi
Yürüyüşün sonunda aracımızın yanına vardığımızda saat 15:30 olmuştu. Yaklaşık olarak 14km yol yürüdüğümüz, 5 saat süren yumuşak bir parkurdu. Hava sıcaklığının 10-12 derecelerde olması üşümeden keyifli bir yürüyüş yapmamızı sağladı. Bu güzel yürüyüş için Serdar kardeşime çok teşekkür ederim. Başka yürüyüşlerde buluşmak üzere.....