16 Ekim 2017 Pazartesi

Göktepe (Yenice)-Fındıkaltı Karabük Doğa Yürüyüşü

Göktepe (Yenice)-Fındıkaltı Karabük Doğa Yürüyüşü 15.10.2017


Görüntünün olası içeriği: gökyüzü, ağaç, dağ, bitki, açık hava, doğa ve su
Görüntünün olası içeriği: gökyüzü, ağaç, dağ, bitki, açık hava, doğa ve su
Yol arkadaşımla bu haftaki yolculuğumuz saat 7:30 civarı Ankara’dan hareketle başladı. Bir otobüs ve bir midibüs dolusu 80 kişilik doğa sever grubu kahvaltı molasından sonra Karabük-Yenice’ye doğru hareket ettik. Aydan hanımın yaptığı lezzetli aşureleri yiyince enerjimiz daha da arttı. Bu sırada yolda yapılan polis kontrolünden dolayı ufak bir gecikme yaşandı. (Yenice’de otobüsü beklerken çay sevdam yüzünden de bir beş dakikada ben geciktirdim 😊.)


            Yenice’ye vardıktan sonra araçlarla birlikte dolambaçlı yollardan Göktepe mevkisine ilerledik. Yollar o kadar dardı ki en sonunda otobüs dönmez oldu. Midibüs bizi yürüyüşün başlıyacağı noktaya bıraktıktan sonra otobüstekileride alarak tekrar geri geldi.
            Yürüyüşümüze saat 13:00 sularında başladık. Biraz yürüdükten sonra bir gölete vardık. 
Ufak bir fotoğraf çekme molasından sonra yürüyüşümüz orman içinden “tatlı” eğimlerle inişli çıkışlı arazide devam etti. Bu arada yürüyüşümüze rehberlik eden Mevlüt Amca’ya da bir parantez açmadan geçmeyelim. Mevlüt Amca Zonduldak Kömür İşletmelerinden emekli bir madenci, yaşına rağmen arazide hiç zorlanmadan kara lastik ayakkabılarıyla bize eşlik etti.

Rehberimiz Mevlüt Amca
            Yarım saatlik öğle yemeğinin ardından tekrar yürüyüşümüze başladık. 

Genel olarak dağ sırtından yürüdüğümüz yürüyüşümüzün en zorlu kısmına yaklaşmıştık. Bodur ağaçlar ve çalılarla dolu bir yamaçtan aşağıya doğru inmeye başladık. Yamaç dik olduğu için grup “S” çizerek aşağı doğru inmeye başladı. Bir süre sonra çok sıkışık bir şekilde ilerliyorduk. Bu durumdan sıkılıp aşağı doğru dik olarak inmeye karar verdim. Aşağıya indiğimde kendimi dere yatağında buldum. Arkadaşlarımın gelmesi için beklemeye başladım. Dere yatağından biraz aşağı doğru inince yerde kurt kafatası gördüm bu durum beni biraz ürküttü. Tam bunu düşünürken ilerideki bir ağacın kabuklarının ayılar tarafından soyulduğunu gördüm.

Havanın kararmaya başlamasıyla birlikte içim ürpermeye başlamıştı. İnsanların seslerini duyuyordum ama kimseyi göremiyordum. Böylece bir 15-20 dk geçmişti ki dere yatağından çıkarak sırta tırmanmaya karar verdim. Ben dere yatağında beklerken grup dere yatağına tam inmeden sırttan yürümeye başlamış. O yüzden onları bulamamıştım. Neyse sırta doğru tırmanınca bir kaç kişiyi gördüm, birilerini görünce mutlu oldum ama onlara durumu çaktırmadım. Ufak bir dere geçişinden sonra “Fındıkaltı” denen bölgede servislerimize ulaştık.


            Yaklaşık olarak 5 saat süren 10-11 kilometrelik yol yürüdüğümüz 10 üzerinden 6 zorluğundaki bu yolculuğumuz saat 23:00 civarında Ankara’ya girmemizle son buldu. Keyifli bir Pazar günü geçirmemize aracılık eden “Yol Arkadaşım” ekibine ve doğa sever arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Yürüyüş sırasında çekilen diğer fotoğrafları aşağıda bulabilirsiniz.





  



Sorgun-Akçakese (Güdül) Doğa Yürüyüşü

Sorgun-Akçakese (Güdül) Doğa Yürüyüşü

24 Eylül 2017


      Sevgili takipçilerim bundan sonra blogumda yaptığım doğa yürüyüşleri ile ilgili gezi yazıları da eklemeye karar verdim. Daha sonra bu parkurda yürümeyi düşünenlere en azından bir faydası olacağını düşünüyorum.
      Nirvana yürüyüş grubuyla saat 10 civarında Sorgun'un biraz aşağısından yürüyüşümüze başladık. Saat 13'de yemek molası verene kadar çamlık alanda yürüyüşe devam ettik.


Yemek molasından sonra yürüyüşün en zor kısmı meşelik alanda başladı. Sık meşe ormanı geçit vermez bir şekilde güzelliklerini saklıyordu.Diğer bir değişle doğayla tam anlamıyla bütünleştik. Dağ sırtında yürürken ağzı açık kuyular vardı. Yürüyüşçülerin bunlara dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle kışın yürüyecekler içinse tehlike biraz daha fazla.

Meşe Ağacı


 Sanırım rotada biraz problem vardı o yüzden biraz zorlanıyorduk. Ama yürüyüş esnasında yeni olgunlaşan alıç ve böğürtlenleri de yemek biraz keyfimizi yerine getirdi.

Böğürtlen
 Böğürtlen

Alıç Ağacı ve Meyvesi

Meşelik alanın bitimiyle kısa sürede orman yoluna çıktık. Akçakese köyüne doğru inişe geçtik. 



Köye vardığımızda saat 18 olmuştu. Caminin yanında elimizi yüzümüzü yıkayıp, köylülerin ikram ettiği üzümleri mideye indirdikten sonra mangal yapacağımız alana geçtik.

 Yavuz abi ve Gülay bu yorgunluğun üstüne bir de bizi doyurmak için mangalla uğraştılar. Bunun için de ayrıca teşekkür ederiz.
Yaklaşık olarak 8 saat süren inişli çıkışlı bir alanda zorluk derecesi 10 üzerinden 7 olan 18 kmlik bir yürüyüştü. Teşekkürler Nirvana.


Çektiğim diğer fotoğraflar için aşağıya bakın: